Film, orta çağ döneminin sert ve trajik atmosferini yansıtan bir manastır olan Mariabronn’da geçiyor. Ana karakter Goldmund, babası tarafından bu manastıra gönderilir. Kendini eğitime adamış ve kararlı bir şekilde disiplinli bir hayat sürdüren genç bir adamdır. Ancak burada tanıştığı ve hayatının seyrinin değişeceği bir kişi var; manastırın uysal ve ahlaki kurallara sıkı sıkıya bağlı bir rahibi Narcissus. Narcissus, ahlaki ve ruhani değerlere oldukça bağlı, katı bir yaşam biçimini tercih eden bir rahip. Katı ve ruhani bir yaşam biçimi seçmiş olan Narcissus, asketik bir hayat süren, her türlü dünyevi zevkten kaçınan bir karakter. Hemen her şeyle mesafeli bir ilişki kurmayı başaran Narcissus, hırslarından ve dünyevi arzularından tamamen arınmış bir hayat sürer. Bu iki farklı karakterin yolu, Goldmund’un manastırda eğitime başlamasıyla kesişir. Goldmund ve Narcissus arasındaki bu karşılaşma, her ikisinin de hayatlarında kalıcı izler bırakır. Filmde, bu iki karakterin hayatları, idealleri ve çelişkili dünyaları arasındaki çatışmayı gözlemleyebiliriz. Sonuç olarak, Goldmund ve Narcissus’un hikayesi, ahlaki değerler, cinsellik, aşk, arkadaşlık ve inanç üzerine dokunaklı ve derinlemesine bir bakış açısı sunarak, izleyicinin kalbini ve zihnini ele geçiriyor. Bu film, izleyicilere dini ve ahlaki değerler konusunda, aşk ve dostluk kavramları hakkında yoğun ve derin düşüncelere sürüklüyor. Kendi kişisel arayışlarını ve iç çatışmalarını sorgulamaları için de izleyicilere bir fırsat sunuyor.
Yorum Ekle