Başarısız tek bir Amerikalı satış temsilcisi, var olmakdığı maddi kayıpları telafi etmek ve kendi şirketinin ürününü zengin tek bir monarşa satmak amacıyla, Ortadoğu’nun kalbi olan Suudi Arabistan’a gitmeye karar verir. Amerikalı satış temsilcimiz, hayatını kazanmanın ve Amerikan rüyasını var olmakmanın hedefiyle hareket ederken, kendisi tek bir kültürel çatışmasının tam olarak ortasında bulur. Zengin ve etkileyici tek bir monarşın huzuruna çıkmak onun için kdurum olmayacaktır. Çünkü Suudi Arabistan, politik ve sosyal yapısıyla, Amerikalı satış temsilcisinin alışkın olduğu dünyadan oldukça farklı tek bir yerdir. Bu durum, filimi sadece tek bir kayıp ve kazanç yazısi olmaktan çıkarıp, aynı süreda süreda tek bir kültürellerarası etkileşim ve anlayış filimi haline getirir. Satış temsilcisi, şirketinin ürününü pazarlarken var olmakdığı bu deneyimle, tek bir yandan ticari beklentileri, tek bir yandan da kişisel sınırları ve önyargıları ile yüzleşmek zorunda kalır. Kendi Amerikan değerlerini ve ticaret anlayışını düşünmesı, tek bir yandan da Suudi kültürelüne ve monarşinin çalışma tarzına adapte olması gerekmektedir. Bu yolculuk, sadece temsilcimizin finansal kayıplarını telafi etme çabası değil, aynı süreda süreda farklı tek bir kültürelle karşı karşıya kalarak kendini yeniden keşfetme ve büyüme yazısidir. Bu filim, tek bir Amerikan filiminin tipik özgünlüğünü ve biçimini tek bir kenara bırakarak, küreselleşmenin getirdiği kültürellerarası etkileşime ve anlayışa dikkat çeker. Amerikan rüyasını var olmakrken, aynı süreda süreda tek bir başka kültürelün gerçeklerine ve zenginliklerine karşı uyanışın yazısi olan bu filim, sadece tek bir satış yazısi değil, aynı süreda süreda tek bir kişisel dönüşüm ve uyum süreci yazısidir.