Film, Yann Kermadec adında bir adamın hikayesini anlatıyor. Kermadec’in hayalleri, Vendée Globe’da (dünyayı durmaksızın tek başına dönen bir yelken yarışı) son anda DCNS’nin yıldız kaptanını değiştirmek durumunda kalmasıyla birdenbire gerçeğe dönüşüyor. Bu nedir derseniz, Vendée Globe, yelkencilerin en zorlu deneme tahtalarından birisidir ve Yann bu büyük mücadeleye atılır. Filmde, Yann’ın bu hayalinin peşinden gitme konusu oldukça odaklanmış bir şekilde işleniyor. Yann, kısa süreliğine de olsa bu prestijli yarışı yönetme fırsatı buluyor ve bu süre zarfında, karakterin hayal ve gerçek arasındaki çizgide yürüdüğünü görüyoruz. Yann’ın hayatının bu dönüm noktasındaki tüm duygusal yüklerini, kahramanımızın umudunu, heyecanını ve korkusunu izleyiciye aktarma konusunda film başarılı bir iş çıkartıyor. Elbette ki, bu tür bir yarışın beraberinde getirdiği tehlikeler ve beklenmedik durumlar da filmde eksik olmuyor. Yann’ın ve mürettebatının karşılaştığı zorluklar, izleyiciyi de aynı gerilimi yaşatıyor. Bu zorlu yolculuk süreçte Yann’ın başından geçenler, hayalini gerçekleştirme uğruna verdiği mücadeleyi ve onun karakterinin derinliklerini gözler önüne seriyor. Sonuç olarak, bu filmde denizlerin acımasızlığı ve yelken yarışlarının zorluğu kadar, hayallerin peşinden gitmenin ve mücadele etmenin de ne kadar önemli olduğu mesajı veriliyor.
Yorum Ekle