Elli yaşlarında olan Pascaline, bir restoran işletmektedir ve bu restoranın şık yemek odasını Sevgililer Günü için hazırlamaktadır. Ancak yirmi yıl önce ki aşkının, Buenos Aires’e birlikte gitmeleri için aniden çıkıp karşısına geçeceğini nasıl bekleyebilirdi? Bu durum, restoranına gelen müşterileri de büyük bir şaşkınlığa sürükler. Pascaline’in hikayesi, beklenmeyen bir aşkın kısa bir özeti gibidir. Her şeyin düzenli ve kontrollü bir şekilde gitmesi beklenirken, hayatın en beklenmedik anında karşınıza çıkan sürprizlerle ne yapacağınızı bilemez hale gelebilirsiniz. Pascaline, adeta geçmişin hayaletleriyle karşılaşır. Ve bu durum, onun hayatındaki tüm düzeni ve planları altüst etmeye yetecektir. Bu film, izleyiciye bazen hayatta her şeyin planladığımız gibi gitmeyebileceğini, beklenmedik sürprizlerin bizi ne zaman ve nasıl etkileyebileceğini gösteriyor. Pascaline’in aşk hikayesi, aslında hepimizin başına gelebilecek bir durumu ele alırken, yıllar öncesinde bıraktığınız bir aşkın yeniden karşınıza çıkması ve sizi sarsması üzerine düşündürüyor. Pascaline’in karar verme süreci ve aşkla, geçmişle ve gelecekle yüzleşmesi, izleyeni de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Her ne kadar Pascaline’in durumu bizimkine benzemese de, film bizlere hayatın ne zaman ne olacağını bilemeyeceğimizi hatırlatıyor. Belki de en önemli ders, hayatın bazen planlarımızı bozabileceği ve bizim bu duruma nasıl tepki vereceğimizdir. Film, aşk, geçmiş, gelecek ve hayatın beklenmedik sürprizleri üzerine düşündürücü bir deneyim sunuyor.
Yorum Ekle